YYD: Muhammed Bey sizi ve enova’yı biraz tanıyabilir miyiz?
1983 yılında Halep’te doğmuşum. Ailemiz yıllarca ayakkabı hammaddesi ve ayakkabı üretimi ile ilgilendi. Ben de bu sektörde çalışmaya başladım. Yaşım küçük olduğu için sektörde sevildim ve hızla ilerledim. Sonuçta Gaziantep’de enova fabrikasını kurdum ve ayakkabı üretiyorum.
2011 Suriye savaşı öncesi Avrupa’nın ayakkabıları İtalya’da Arap ülkelerinin ayakkabıları ise Suriye’de üretilirdi. Bizim ticaretimiz Çin-Suriye-Türkiye arasında idi. Ailem ürettiği ayakkabılar ile modayı belirlerdi. Sektörün lider firmasıydık.
YYD: Bize biraz Suriye’deki savaştan bahsedebilir misiniz?
Halep şehri eski bir Türk şehridir, biz Türküz. Halep’te bir Türk mahallesine yaşıyorduk ve savaş öncesi de baskı görüyorduk. 2011 yılında savaş başlayınca Suriye Devleti tarafından Türklerin yaşadığı bölgeler vurulmaya başlandı. Bu süreçte ailemden 200 den fazla insan öldü. Bir gece başımıza bomba yağıyordu; eğer sağ kalırsam ailemi alıp Türkiye’ye gideceğim diye karar aldım, o gece.
YYD: Çok acılı günler yaşamışsınız. Muhammed Bey günümüze dönersek biraz ticaret hayatınızdan konuşabilir miyiz?
Biz büyük bir firmayız. Türkiye’nin ilk beşindeyiz. Türkiyede pek tanınmıyoruz çünkü satışlarımız daha çok yurtdışına. Türkiye’de ticaret uzun vadeli çekler ile yapılıyor, hammadde üreticileri nakit çalıştığı için bu çekler nakit akış dengemizi bozuyor. Bu sebeple bizim ticaretimizin %83’ü ihracata dayalı. İhracatta ödeme önden ya da teslimatta alınıyor. Bu sebeple biz yurtdışı ağırılklı çalışmayı tercih ediyoruz.
YYD: Ticaret hayatınız nasıl atıldınız?
Daha önce de bahsettiğim gibi ayakkabı üretimi zaten aile işimiz. Ben ticarete satış elemanı olarak başladım. Ben Rusya ve Türk Cumhuriyetlerinden müşteri getirirdim ve Türkiye’den de mal alıp yurtdışına satardım. Savaş sonrası da Gaziantep’te fabrikamı kurup üretime başladım.
YYD: Üretim kapasiteniz nedir?
Ayakkabı olarak günlük 6000 çift ve terlik olarak 50 000 çift. Şu anda fabrikamıza yeni bir üretim hattı daha ekliyoruz, böylece üretimimizi daha da artıracağız.
YYD: Efendim, salgın işlerinizi nasıl etkiledi, üretiminiz düştü mü?
İlk başta çok olumsuz etkiledi. Tüm dünya gibi biz de hazırlıksız yakalandık. Bakanlık ve valilik bize destek oldu. Kısa sürede gerekli hazırlıkları yapıp fabrikamızı tekrar çalıştırmaya başladık. Dünya evde otururuken biz çalışmaya başladık. Kısa sürede kaybımızı kapattık.
YYD: enova, çok güzel bir isim. Marka olarak akılda kalıcı. Bu ismi siz mi buldunuz?
Bu ismi ailem ile beraber buldum denebilir. Suriye”yeyi terkedip Türkiye’de yeni bir fabrika kuruyor ve ailemle yeni bir hayata başlıyordum. Yani her şey yeni idi. Bu sebeple Latince, İngilizce, Fransızca, İspanyolca gibi pek çok batı dilindeki “YENİ” kelimelerini kullanarak enova markasını yarattık. (Novus, New, Nouveau, Nuevo gibi)
YYD: Muhammed Bey, sadece kendi markanız enova için mi üretim yapıyorsunuz?
Aslında yerli ve yabancı bazı firmalar için de onların adına üretim yapıyoruz. Ama burada isimlerini vermem doğru olmaz. Türkçe söylenişiyle Başka firmalar için de Fason olarak ayakkabı ve terlik üretiyoruz.
YYD: Yatırımlarınızı artıracak mısınız, yeni bir fabrika kurmak planlarınız arasında mı?
Urfa’da bir fabrika açmayı düşünüyoruz ama daha kararımız kesin değil; şimdilik araştırma ve fizibilite yapıyoruz.
YYD: Birazda gelecek planlarınızdan konuşabilir miyiz, büyüme hedefleriniz hangi yönlerde?
Şu anda üretimimiz Gaziantep ile sınırlı. Rusya ve Suriye’de satış için şubelerimiz bulunmakta. Yakın zamanda Türk Cumhuriyetlerinde de şubeler açacağız. İhracatımız ise ağırlıklı olarak Avrupa, Rusya ve Orta Doğu. Öncelikli hedefimiz Avrupa satışlarımızı arttırmak. İkincil hedefimiz ise Afrika pazarında söz sahibi olmak. Güney Amerika ticaretimiz yeni başladı ama daha istediğimiz seviyenin çok altında. Uzun vadeli hedefimiz tüm Amerika kıtasına büyük çapta ihracat yapmak.
YYD: Muhammed Bey, sizin gibi yatırımcılar bir süre sonra başka alanlarda da yatırımlar yapıp ticaret hacimlerini büyütüyorlar, sizin de benzer planlarınız var mı?
Hayır, sadece ayakkabı sektörü içinde kalmayı planlıyoruz. Bu bizim aile mesleğimiz.
YYD: Değerli vaktinizi ayırdığınız için teşekkür edirim, dergi sebebiyle sizin gibi Antep’in önde gelen iş adamları ile röportajlar yaptım. Bir tek sizin çalışma odanızda satranç takımı gördüm, eğer vakit ayırabilirseniz bir karşılaşma yapabiliriz?
Çok isterdim ama bir dahaki görüşmemizde diyebilirim. Satrancı çok sevmeme rağmen işlerimin yoğunluğundan yeterli vakti ayıramıyorum. Yönetmem gereken büyük bir fabrika var.
Leave a Reply